Deniz Berktay ile Kuzeyden notlar: AB: Tünelin sonunda ışık görmüyoruz

Moskova’ya karşı sert yaptırımların öncülerinden olan ve Ukrayna’yı Rusya’ya karşı savaşta destekleyen Borrell, şimdi yaptırımların etkisini göstermediğini, savaşın daha da şiddetlendiğini söylüyor ve “Tünelin sonunda ışık görmüyoruz” diyor. Orta Asya Yatırımcılar Forumu’nda konuşan Borrell, burada AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımların Moskova üzerinde beklenen etkiyi yaratmadığını söylerken bundan üçüncü ülkeleri sorumlu tutuyor. AB’nin Orta Asya ülkelerinin Rusya’yla ticaretini yakından takip ettiğini belirten Borrell, “Yaptırımları sekteye uğratan mekanizmaların ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz” diyerek gözlerinin bu ülkeler üzerinde olduğu mesajını veriyor.

ABD’DE POLİTİKA DEĞİŞİKLİĞİ

Ukrayna’daki savaşa ilişkin yapılan planları tutmayan ve bunu kabullenen sadece AB değil. Washington Post gazetesinde önceki gün yayımlanan ve Beyaz Saray’daki kaynaklara dayanan haberde de Biden yönetiminin Ukrayna konusunda politika değişikliğine gittiği ve 2023’teki politikasından farklı olarak 2024’te Ukrayna’dan büyük zaferler beklemediği yazdı. Yani gazete, ABD yönetiminin Ukrayna’nın Rus işgalindeki toprakları bu yıl geri almasının beklenmediği dile getirilmekte. Bu politika değişikliğinin de sahadaki durumdan kaynaklandığı belirtilirken ABD’nin savaşa yönelik planlarının, Rusların inşa ettiği mayın hatları ve savunma mevzileri karşısında başarısızlığa uğradığı ifade edilmekte. (Oysaki 2022’de ABD ve diğer Batılı ülkeler, Ukrayna’nın beklentilerini öyle bir yükseltmişti ki yetkililer, Rus işgalindeki Kırım’da üç ay içinde kahve içilebileceğini söylüyordu. Kamuoyu da öyle coşmuştu ki “Acaba Kırım’da kahveyi üç değil de dört ay sonra içsek nasıl olur” diye soranlar bile neredeyse hain ilan ediliyordu. Bu yıl, bu ortamdan eser yok). Haberde, bu nedenlerden dolayı Ukrayna’nın bu yıl saldırı yerine “stratejik savunma”ya geçmesinin tavsiye edildiği vurgulanıyor. Bu, pasif bir savunmadan ziyade Ukrayna’nın Rus işgalindeki topraklara ve Karadeniz’deki Rus savaş gemilerine insansız deniz ve hava araçları saldırılarını artırmasını öngörüyor. Yani kara savaşlarına fazla kaynak harcamak yerine Moskova’nın yıpratılması ve Rusya’nın Karadeniz’deki varlığının mümkün olduğunca azaltılması planlanıyor. Ancak, ABD’nin daha pasif olan bu 2024 planlarını uygulayabilmesi de muhalefetteki Cumhuriyetçiler ile bir uzlaşmaya varabilmelerine bağlı. Bu konuda da belirsizlik devam ediyor.

ORTA ASYA HAMLESİ

Öte yandan AB Temsilcisi Borrell’in sözlerini “Rusya karşısında boyun eğmek olarak anlamamak” gerekiyor. AB yetkilisi, AB’nin enerjide bağımlılıktan kurtulmak için kaynak çeşitlendirmesine gitme ve bu amaçla Orta Asya’yla işbirliğini geliştirme ve Türkiye ile Güney Kafkasya üzerinden Orta Asya ve Çin’e ulaşma amacında olduğunu söylüyor. Moskova’yı baypas etmeye yönelik böyle bir girişim, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşta bir batağa saplanmış olmasından yararlanarak ondan daha az çekinen Orta Asya ülkelerini Rusya’dan koparma amacını gösteriyor. Dolayısıyla Batı, Rusya’yı Ukrayna dışındaki bölgelerden vurma niyetinde. Bütün bunlar, Türkiye’nin bir kez daha büyük jeopolitik oyunların ortasında kalacağını gösteriyor.

[email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir